29 Ağustos 2011 Pazartesi

Holografik İnsan Ne, nedir, nasıl, neden

Yirmi birinci yüzyıla girmiş olmamıza rağmen, hala pek az ilerleme kaydetmiş olduğumuz konulardan biri de beynin yapısıdır. Özellikle belleğin beyindeki yerini tespit etmek için çalışmalar halen devam etmektedir. Bir bakış açısına göre bellek beyin içinde yaygın bir şekilde vardır, veya diğer bir deyişle, belleği oluşturan tüm bilgiler kodlanmış olarak çeşitli beyin bölgelerinde kayıt edilmiş durumdadırlar.

Bu tür özelliklere sahip bir fiziksel sistem geliştirilmiş durumdadır ve adı da Hologram´dır. Belleğin bir hologram olarak beyinde kayıt edildiğini iddia eden beyin cerrahı Karl Pribram 1969 yılında Holografik Model görüşünü ileri sürmüştür.
Devamını Oku

“UFO Enigma” (UFO Bilmecesi)

Prof. Peter Sturrock

UFO BİLMECESİ

Fiziksel Kanıtlar Üzerine Yeni Bir İnceleme (A New Review of Physical Evidence) Stanford üniversitesiden Profesör Peter A. Sturrock’ ın bilim dünyasını ve halkı şaşırtmaya devam eden UFO gözlemlerinin arka planında yatan olası fiziksel kanıtlar konusunda ortaya koyduğu bilimsel ve bir o kadar da ilginç olan bakış açısını yansıtıyor.

Devamını Oku

Kurtadamlık ve Ergotami Ne, nedir, nasıl, neden



1520'den 1630'a kadar olan periotta sadece Fransa'da 30.000'in üzerinde kurtadam avı yapıldı. Kurtadam olarak suçlanan çoğu kişi fakir ve deniz seviyesine yakın yerlerde yaşayan insanlardı. çavdar ekmeği Farnsa'nın fakir insanları için ana yemekti ve soğuk kışlardan sonra çavdar Ergot mantarına (çavdar ekmeği yeme sonucu oluşan bir hastalık) sebep oluyordu.



Yeni bir teoriye göre ergot virüsü bulaşmış insanlar halüsnasyon görüp kendilerini kurtadam sanıyorlardı. Fransa'da 1950lerde ergot zehirlenmesiyle ilgili önemli bir patlama yaşanmıştı. Ergotun semptomları halüsnasyonları da kapsar. 1950deki Fransız kurbanlar korkunç yaratıklar tarafından takip edildikleri ya dasaldırıya uğradıkları,vücutlarının kendilerine ait olmadığını hissettikleri yönünde raporlar verdiler. Ergot zehirlenmesi yaşayan başka bir
adamın da, yedi defa bağlandığı yerden kurtulup kaçtığı, deri tasmasını ısırırken bütün dişlerini kaybettiği ve kendisini takip ettiğini söylediği bir kaplandan kaçmak için hastane penceresinin iki tane demir parmaklığını büktüğü rapor edildi.



Çavdar paraziti en yaygın taşıyan çeşit olmasına rağmen, arpa ve buğday da bazen virüs taşıyabilir. Ergotlar çavdarın üstünde, tohumun olduğu yerde siyahımsı-mor topaklar halinde görülür. Bu topaklardan yayılan morumsu parazitler ancak mikroskopla görülebilecek büyüklüktedirler. LSD ergot bileşimlerinden yapılan ilk maddedir. Ayrıca ergot parazitlerini sıcak etkilemez.



Ergot mantarı aslında sanrılara sebep olurlar ve zehirlidirler fakat LSD'ye dönüştürülmeleri kompleks bir kimyasal karışımdır ve doğal olarak üretilmez.

Ergotaminin Etkileri

İçine çekildiğinde, yutulduğunda ve deri yoluyla emildiğinde ölümcül olabilir.
Ayrıca mide bulantısı, baş dönmesi, baş ağrısı, mide ağrıları, kusma ve ishale sebep olabilir. Diğre semptomlar ise susama, nabzın değişmesi, çınlama sesleri duymak ve zihin karışıklığı.
Kronik etkileri: hamile kadınların çocuklarını düşürmesine sebep olabilir.
(alıntı..gnoxis/nevermore)

Nedir, Neden, Nasıl, Nerede, Ne zaman, Hangi
Devamını Oku

Vampirlik - Porfiria Ne, nedir, nasıl, neden



Bu yazıya "Vampir inanışının ortaya çıkış sebebi, aslında porfiria ismi verilen ender bir hastalıktı." diye başlasam çok ilgi çekerdi sanırım. üstelik bu cümlemi destekleyecek, pek çok veriye de sahipsem.. Hatta bir önceki gün koskoca bir Amerikalı profesörün ağzından işte tam da şu cümleleri duymuşsam:
Devamını Oku

11 Ağustos 2011 Perşembe

Hangi Yüzyıldayız? Yüzyıl Hesaplama Bilgisi

Milattan Önce Ve Milattan Sonra Anlamı

Kaçıncı Yüzyıldayız ? Yüzyıl Nasıl Hesaplanır?
21.yüzyılın il çeyreğindeyiz. YÜZYIL (Asır):Yüz yıllık bir zaman dilimine denir. 0-100 yıl= Bir yüzyıldır. YÜZYIL HESAPLAMASI: Miladi takvimde başlangıç yılı “0” dır.Buna göre; 1.Yy = 1 Ocak 0 tarihinde başlar31 Aralık 99 tarihinde sona erer. 2.Yy = 1 Ocak 100 tarihinde başlar 31 Aralık 199 tarihinde sona erer. 0- 25 yıl = Çeyrek yy’dır. 0-50 yıl = Yarım yy ve ilk yarıdır. 0-75 yıl = İkinci yarının ilk çeyreğidir. Bir yy’da dört çeyrek vardır.Buna göre yy okunuşları şöyle yapılır. Örnek: 1881 yılı = 19.yüzyılın ikinci yarısının ikinci yani son çeyreğidir.( Veya 19.yy dördüncü çeyreğidir.) 2050 yılı = 21. yüzyılın ikinci yarısının ikinci çeyreğidir. M.Ö’YE AİT YÜZYILLARIN OKUNUŞU: Örnek: M.Ö. 1881 yılı = 19.yy 1.yarının ilk çeyreğidir. M.Ö. 2050 yılı = 21.yy 1. yarının ikinci çeyreğidir. NOT:Örneklerden de anlaşılacağı gibi M.S. ile M.Ö. de yüzyıllar aynı okunuryarı asır ile çeyrek asır kavramları ters okunur.Milattan önceki yılların önüne mutlaka “M.Ö.” ifadesi yazılmalıdır.”0” dan sonraki yıllar “M.S.” diye tanımlanır.
Devamını Oku

Sigara Hakkında Bilgi, Sigara Kullanımı

Sigaranın Tarihçesi: Dünya'da ve Türkiye'de Sigara

Sigara Hakkında Bilgi, Sigara Kullanımı


Tütün bitkisi yüzyıllar önce yani tarih öncesi dönemlerde, yeni dünya yerlileri tarafından keyif verici bir madde olarak kullanılmaktaydı. Aynı bitki Avusturalya'da da bulunmasına rağmen orada bu amaçla kullanılmamıştır.

Devamını Oku

Zenciler - Zenci Nedir

Zenci, antropolojide insanların ayrıldığı ırklardan biri. Genel olarak zenci sözcüğü yalnızca bir ırkı değil, derileri kara olan tüm insanları kapsar. Zenci sözcüğü yerine siyah ya da siyahî sözcükleri de kullanılır. Batılı devletlerde yaygın olarak kullanılan Afro (Afrikalı) ve Karayipli sözcükleri de zaman zaman Türkçe'de kullanılır.
Devamını Oku

Yaşar Kemal, Rıfat Ilgaz için ne demişti?

Yaşar Kemal haklı çıktı...

Yaşar Kemal, Rıfat Ilgaz için, 'Böylesine büyük ustalarımızın kadrini ancak seng-i musallada biliriz' diye yazmıştı. Babam hep bir bahardan söz ederdi, yemyeşil bir bahardan. Yaşamının son çeyreğinde sözünü ettiği o baharı göremedi.
.12 Eylül sonrası Rıfat Ilgaz tutuklu kaldığı Kastamonu’dan İstanbul’a döndüğünde Şan Tiyatrosu’nda “Rıfat Ilgaz 70 Yaşında” adlı bir kutlama töreni yapıldı. Kalabalık bir dost topluluğu vardı. Sanki 12 Eylül’e karşı bir başkaldırıydı.

Törene katılamayan Yaşar Kemal bir mektup göndermişti:

“Ilgaz Usta, inanılmaz çilelerin, yiğitliklerin adamıdır. O, çağımıza onur veren namuslu kişiliklerden birisidir. Hiçbir çile, hiçbir acı, hiçbir engel, hiçbir bela onu insanlık yolundan döndürememiştir. Onun elinin değdiği her şey altın olmuştur. Mizah yazmıştır, en güzelini.

Şiir yazmıştır, ülkemiz şiirinin en güzel örneklerinden. Romanı, hikâyesi de öyle. O, bizim edebiyatımızın doruklarından biridir. Ama ne yazık ki, biz böylesine özverili, böylesine halkımıza timsal olmuş, böylesine büyük ustalarımızın kadrini ancak seng-i musallada biliriz.”

Babam 1940’lı yıllarda yazdığı bir şiirinde, “Kapandı yüzümüze dergi kapakları, / Bir varmış bir yokmuş olduk sağlığımızda. / Şiir... O yosmanın boyuna. / Gazete... Gelene gidene başyazı. / Ara ki bulasın sayfalarda / Şair Rıfat Ilgaz’ı” diyordu...

“Yazılarımın, şiirlerimin altını kırmızı kalemle çizip, suç bulan yetkililere bir bakıma saygı duyuyorum. Onlar yazılarımı, şiirlerimi dikkatle okuyorlar. Asıl, benim adımı karakalemle çizen, beni yok bilen edebiyat araştırmacılarına kızıyorum” derdi.

“Hababam Sınıfı” filmleri Rıfat Ilgaz ile özdeşleştirilir de TRT’de yayımlanmaz korkusuyla jenerikten adını bile çıkarmaktan çekinmediler...

Bir keresinde çok kızdığını hatırlıyorum. O yılların iki meşhur dergisiydi Kadınca ve Erkekçe... Dönemin ünlü eleştirmenlerinden biri Kadınca dergisinde “Karartma Geceleri” adlı romanına değinerek “Hapishane edebiyatı yapıyor” dediğinde yanıtını Gösteri dergisinde vermişti: “Bu yazdıklarını Kadınca dergisinde yazacağına, erkeksen Erkekçe dergisinde yaz.”

Yemyeşil bir bahar özlemi

Yazdığı yazılar ve şiirlere adını sakıncalı bulanlardan, hatta “Aman buralarda dolaşma!” diyen dostlarından söz ederken bile gülümserdi.

Hep bir bahardan söz ederdi. Yemyeşil bir bahardan: “YÜZYIL’ımı dörde böldüm... / Her bölümü bir mevsim, / Biri kaldı, üçü gitti... / YAZ’ı gitti, GÜZ’ü gitti, / Karlı, tipili KIŞ’ı gitti, / Yemyeşil bir bahar kaldı!”

Yaşamının son çeyreğinde sözünü ettiği o baharı göremedi. Özgür, aydınlık bir 21. yüzyılı göremedi.

Cide halkı Rıfat Ilgaz’ı bağrına bastı. Cideliler, özellikle de Cideli kadınlar onu yanıltmadı. Cide Loç Vadisi’ni HES’lere kaptırmamak için başkaldırdılar.

Cide’de bir çocuk parkı...

Cide’nin hemen girişinde çocukların oynadığı parkın kapısında Rıfat Ilgaz adı yazıyor.

“Önce yerel olacaksın, sonra evrenselleşeceksin” derdi.. Öyle de oldu. Yapıtları son yıllarda pek çok dile çevrildi.

“Hababam Sınıfı” filmleri, Uluslararası Film Seçkileri arasında komedi filmi dalında ilk üçe girdi. “Karartma Geceleri” romanından aynı adla Yusuf Kurçenli tarafından çekilen film ise yurtiçi ve yurtdışından 12 ödül aldı.
Devamını Oku

İş Yerinde Huzur İçin Yapmanız Gerekenler Nelerdir?

Harvard Business Review’ın 2009’un son çeyreğinde yaptığı araştırmalar, çalışanların iş yaşamındaki mutsuzluğunun arttığını gösteriyor. Harvard Business School’da kariyer geliştirme programları direktörü olarak görev yapan Timothy Butler’ın kitabı “Getting Unstuck: How Dead Ends Become New Paths”, “Ayrılık Başlarken: Kötü Sonlar Nasıl Yeni Başlangıç Olur” adlı kitabına göre “işyerinde mutsuzluk” artık kronik hale gelmiş bir sorun. Ancak bu durumdan kişiyi kurtarabilecek tek şey kendisi. Uzmanlara göre, iş yerinde huzur için yapılması gerekenler şöyle sıralanıyor:
Devamını Oku

Öğretim nedir ?

Öğretim, önceden belirlenmiş olan hedeflere ulaşabilmek için gereken davranışı (bilgi, beceri ve tutumu) öğrenciye kazandırma sürecine denir. Öğretme eğiticinin işidir.
Kaynak: Bürke Aycan’ın “Eğiticiler için Kişisel Gelişim Semineri”nden Kayseri
Devamını Oku

Sunum yaparken heyecanlanılırsa ne yapılmalı?

Su ve kalem hayat kurtarır.
·         Heyecanlandığımız ya da nefesimizi kontrol etmekte zorlandığımız anlarda su içmek ritmimizi yeniden yakalamamıza yardımcı olacaktır.
·         Elimizi kolumuzu nereye koyacağımızı bilemediğimiz ve bu sebeple kendimizi rahatsız hissettiğimizde elimize bir kalem almak iyi bir çözümdür.
Kaynak: Bürke Aycan’ın “Eğiticiler için Kişisel Gelişim Semineri”nden
Devamını Oku

Endüstriyel Tasarımlarda Hak Sahibi Kimdir?

Tasarım hakkının sahibi tasarımcı veya onun hukuki halefleridir. Ücretli olarak hizmet veren çalışanların, işlerini görürken tasarladıkları tasarımların sahibi hizmet ilişkisi nedeniyle, onları çalıştıranlardır. Bu gibi konularda çalışan, yapılan tasarımın önemine göre değerlendirme sonucunda saptanacak bir bedel alma hakkına sahip olabilmektedir.
Kaynak: Türk Patent Enstitüsü Web Sitesi
Devamını Oku

Halka Açıklık Oranı (Free Float Rate) nedir?

Halka Açıklık Oranı (Free Float Rate) nedir?

Halka Açıklık Oranı (Free Float Rate) nedir?

Halka açık hisselerin nominal değerleri toplamının, tüm hisselerin toplam nominal değerlerine oranını ifade eder.
Devamını Oku

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Ekosistem Canlı Yaşamı: Hayvanlarda Üreme Hakkında Özet Bilgi

Ekosistem Canlı Yaşamı: Hayvanlarda Üreme Hakkında Özet Bilgi: "Hayvanların çoğunda, yeni bir canlının dünyaya gelebilmesi için dişi ile erkeğin çiftleşmesi, yani üreme hücrelerinin birleşmesi gerekir...."

Hayvan Bakımı, Hayvan Eğitimi, Hayvan Resimleri Veterinerlik & Hayvan Sağlığı
Devamını Oku

Ekosistem Canlı Yaşamı: Arılar Neden Vızıldar? Arılar Nasıl İletişim Kurar...

Ekosistem Canlı Yaşamı: Arılar Neden Vızıldar? Arılar Nasıl İletişim Kurar...: "İletişim kurmak için. Arılar hareketleri ve “dansları” gibi, vızıltılarını da bilgiyi iletmek için kullanırlar. Arılarla ilgili on f..."

Hayvan Bakımı, Hayvan Eğitimi, Hayvan Resimleri Veterinerlik & Hayvan Sağlığı
Devamını Oku

Dünyanın Yuvarlak Olduğunu Kim Nasıl Keşfetti

Dünyanın Yuvarlak Olduğunu Kim Nasıl Keşfetti Hakkında Bilgi


Kim değil, ne keşfetti demek lazım.
İlk keşfeden arılardır.
Bal arıları en iyi bal özünün nerede olduğunu birbirlerine anlatmak için Güneş’i referans noktası alan karmaşık bir dil geliştirmişlerdir. Şaşırtıcı bir şekilde, bunu bulutlu havalarda da, geceleri de, Dünya’ntn öbür tarafında olan Güneş’in pozisyonunu hesaplayarak yapabiliyorlar. Bu da onların, bizden 1,5 milyon kat daha küçük beyne sahip olmalarına rağmen bilgiyi öğrenip saklayabildikleri anlamına geliyor.
Bir arının beyninde 950.000 civarında nöron vardır. İnsan beyninde ise 100 ila 200 milyar arası nöron bulunur.
Devamını Oku

Hindistancevizinin içinde süt bulunmaz

Hindistancevizinin içinde süt bulunmaz


Hindistancevizi sütü, hindistancevizinin beyaz, “etli” kısmının bu çıkan suyla kaynatılıp süzülmesiyle elde edilir. Bu karışımı biraz daha kaynatırsanız hindistancevizi kreması elde edersiniz
Devamını Oku

Kızılderili Kitabesi

Yalan
Tohumdur.
Bire kırk verir.
Verdiği kırkın her biri
bir tohumdur ki
o da bire kırk verir.

***

Bilgi de tohumdur.
Bire yüz verir.
Verdigi yüzün her biri
Bir tohumdur ki;
sana bilgelik, torunlarına da ilham verir.

***

Zeka
Sudur.
Tohumları yeşertir.
Yalani da bilgiyi de.

***

Yetenek
Topraktır.
Ne ekersen onu biçersin.
Ekmezsen üzerinde ayrık otları biter.

***

Emek
Güneştir.
Tohuma da suya da toprağa da hayat verir..

***

Kader
Cadırındaki kilim gibidir.
ipliğini Ulu Manitu verir
Sen dokursun.
Deseni sendendir,
renkleri Tanrı'dan.
Devamını Oku

Fon Müziği Nedir?

Fon müziği, bir sahne eseri oynanırken çalınan müziktir.

Sinema ve tiyatroda, sahnede şiir ya da hikaye okunurken, görüntüyü ya da sahneyi daha etkili kılmak ya da izleyicide bir ruhsal durum uyandırmak amacıyla, görüntü ya da sahnelenen oyunla birlikte çalınan müzik, arka müziği fon müziğidir.
Devamını Oku

Kimler mitomani hastası olur? ( Mitomanlar, Mitoman )

Kimler mitomani hastası olur?

Mitomanlar, günlük yaşantılarında gerçek dışı fikirlerle insanları yönlendiren, aynı zamanda belli bir amacı olmayan kişilerdir.

Bu kişiler söyledikleri yalanlarla kendileri dışında çevrelerine de zarar verirler mi?
Devamını Oku

Prostatit Nedir - Prostatit Hakkında Bilgi


PROSTATİT NEDİR?
Prostatit, prostat bezi inflamasyonu için kullanılan genel bir terimdir. İnflamasyon enfeksiyon veya bezi irrite eden başka bir faktöre bağlı olabilir. Hastalık hakkında çoğu şey açık olmamakla birlikte kesin tedavi için doğru tanının gerekliliği açıktır.

PROSTATIN İLTİHABİ HASTALIKLARI (PROSTATİT)
Prostatit hastalarını değerlendiren ve tedavi eden klinisyenlerin büyük bir bölümü bu hastaların tanımlanmasının kolay olduğunu fakat tanı koymanın ve sınıflandırmanın zor olduğunu söyleyeceklerdir. Akut perineal ve suprapubik ağrı, ateş, titreme ile irrite edici ve obstriktif idrar yapma semptomları ile acil servis yada kliniğe başvuran hastalara tanı konmasında klinisyenlerin herhangi bir problemi bulunmamaktadır. Hastaların büyük bir bölümü, tedavide direncin nedeni ile irrite edici ve obstriktif genitoüriner ve pelvik ağri ile
Devamını Oku