Yaşar Kemal haklı çıktı...
Yaşar Kemal, Rıfat Ilgaz için, 'Böylesine büyük ustalarımızın kadrini
ancak seng-i musallada biliriz' diye yazmıştı. Babam hep bir bahardan
söz ederdi, yemyeşil bir bahardan. Yaşamının son çeyreğinde sözünü
ettiği o baharı göremedi.
.12 Eylül sonrası Rıfat Ilgaz tutuklu kaldığı Kastamonu’dan İstanbul’a döndüğünde Şan Tiyatrosu’nda
“Rıfat Ilgaz 70 Yaşında” adlı bir kutlama töreni yapıldı. Kalabalık bir dost topluluğu vardı. Sanki 12 Eylül’e karşı bir başkaldırıydı.
Törene katılamayan Yaşar Kemal bir mektup göndermişti:
“Ilgaz Usta, inanılmaz çilelerin, yiğitliklerin adamıdır. O, çağımıza
onur veren namuslu kişiliklerden birisidir. Hiçbir çile, hiçbir acı,
hiçbir engel, hiçbir bela onu insanlık yolundan döndürememiştir. Onun
elinin değdiği her şey altın olmuştur. Mizah yazmıştır, en güzelini.
Şiir yazmıştır, ülkemiz şiirinin en güzel örneklerinden. Romanı,
hikâyesi de öyle. O, bizim edebiyatımızın doruklarından biridir. Ama ne
yazık ki, biz böylesine özverili, böylesine halkımıza timsal olmuş,
böylesine büyük ustalarımızın kadrini ancak seng-i musallada biliriz.”
Babam 1940’lı yıllarda yazdığı bir şiirinde, “Kapandı yüzümüze dergi
kapakları, / Bir varmış bir yokmuş olduk sağlığımızda. / Şiir... O
yosmanın boyuna. / Gazete... Gelene gidene başyazı. / Ara ki bulasın
sayfalarda / Şair Rıfat Ilgaz’ı” diyordu...
“Yazılarımın, şiirlerimin altını kırmızı kalemle çizip, suç bulan
yetkililere bir bakıma saygı duyuyorum. Onlar yazılarımı, şiirlerimi
dikkatle okuyorlar. Asıl, benim adımı karakalemle çizen, beni yok bilen
edebiyat araştırmacılarına kızıyorum” derdi.
“Hababam Sınıfı” filmleri Rıfat Ilgaz ile özdeşleştirilir de TRT’de
yayımlanmaz korkusuyla jenerikten adını bile çıkarmaktan
çekinmediler...
Bir keresinde çok kızdığını hatırlıyorum. O yılların iki meşhur
dergisiydi Kadınca ve Erkekçe... Dönemin ünlü eleştirmenlerinden biri
Kadınca dergisinde “Karartma Geceleri” adlı romanına değinerek
“Hapishane edebiyatı yapıyor” dediğinde yanıtını Gösteri dergisinde
vermişti: “Bu yazdıklarını Kadınca dergisinde yazacağına, erkeksen
Erkekçe dergisinde yaz.”
Yemyeşil bir bahar özlemi
Yazdığı yazılar ve şiirlere adını sakıncalı bulanlardan, hatta “Aman
buralarda dolaşma!” diyen dostlarından söz ederken bile gülümserdi.
Hep bir bahardan söz ederdi. Yemyeşil bir bahardan: “YÜZYIL’ımı dörde
böldüm... / Her bölümü bir mevsim, / Biri kaldı, üçü gitti... / YAZ’ı
gitti, GÜZ’ü gitti, / Karlı, tipili KIŞ’ı gitti, / Yemyeşil bir bahar
kaldı!”
Yaşamının son çeyreğinde sözünü ettiği o baharı göremedi. Özgür, aydınlık bir 21. yüzyılı göremedi.
Cide halkı Rıfat Ilgaz’ı bağrına bastı. Cideliler, özellikle de Cideli
kadınlar onu yanıltmadı. Cide Loç Vadisi’ni HES’lere kaptırmamak için
başkaldırdılar.
Cide’de bir çocuk parkı...
Cide’nin hemen girişinde çocukların oynadığı parkın kapısında Rıfat Ilgaz adı yazıyor.
“Önce yerel olacaksın, sonra evrenselleşeceksin” derdi.. Öyle de oldu. Yapıtları son yıllarda pek çok dile çevrildi.
“Hababam Sınıfı” filmleri, Uluslararası Film Seçkileri arasında komedi
filmi dalında ilk üçe girdi. “Karartma Geceleri” romanından aynı adla
Yusuf Kurçenli tarafından çekilen film ise yurtiçi ve yurtdışından 12
ödül aldı.
Devamını Oku