5 Aralık 2011 Pazartesi

Toplumlarda şiddet eğilimlerini nasıl önleyebiliriz

Toplumlarda şiddet eğilimlerini yok edebilmek için ne gibi yöntemlere ya da önlemlere başvurulmalıdır?
Şiddet olayları ve şiddete yönelik filmler TV’de gösterilmemelidir. İnsanların entelektüel seviyeleri yüksek olmalıdır. Ölüm hadiselerinin medyada sıkça yer alması, şiddeti arttırıcı bir etki yapıyor. İnsanlar şiddete dair şeyleri gördükçe ve duydukça, şiddeti de kanıksar hale geliyor.
Uzman psikiyatr ve psikologlar, cezaevlerindeki tutuklu hastalara rotasyonla gönderilmelidir. Uzmanlar, tutuklu bulunan hastaları gerek ilaç, gerek terapi yoluyla tedavi etmelidir.
Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz.
Türkiye'de Aile İçi Şiddetin İstatistiği
"T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu'nun yaptığı araştırma sonuçlarına göre aile içi şiddet ülkemizde de yaygındır. Fiziksel şiddete ailelerin %34'ünde, sözlü şiddete ise %53'ünde rastlanmaktadır. Çocuklara yönelik fiziksel şiddete rastlanma oranı da %46'dır. Ailelerde cinsel şiddet ve tacize rastlanma oranı %9'dur. Şiddete maruz kalanların %80'i yapacak fazla bir şey olmadığına inanmaktadırlar. Bu durum çaresizliğin kabulü anlamına gelmekte ve şiddete maruz kalanın pasif tutumuna yol açmaktadır. (T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, 1995)
"Kadın Dayanışma Vakfı'nın 1995'te Ankara'daki gecekondularda yaşayan kadınlar arasında yaptığı bir araştırma, kadınların %97'sinin kocalarının saldırısına uğradığını ortaya koydu. (Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü, 2001)
"Başka bir araştırma, kadınların yüzde 58'inin yalnızca kocalarından, nişanlılarından, erkek arkadaşlarından ve erkek kardeşlerinden değil, kadın akrabalar da dâhil olmak üzere kocalarının ailesinden de aile içi şiddete maruz kaldığını göstermektedir. (Ankara Tabip Odası, 2002)
"Bir araştırmaya göre, şiddet sonucu ölen 40 kadından 34'ü evde ölmüş, 20'si asılmış ya da zehirlenmiş, 20'sinde öldürüldüklerine dair kesin belirtiler görülmüş ve 10'u da ölmeden önce aile içi şiddete maruz kalmıştır. (Bütün, Sözen & Tok, 2003)
"Türkiye'nin doğu ve güneydoğusundaki çeşitli kentlerde yapılan bir araştırma kadınların %45,7'sine kocalarının seçiminde kendilerine danışılmadığını ve %50,8'inin rızaları olmadan evlendirildiğini ortaya koymaktadır. (Karacan, 2000)
"Bir araştırmada görüşülen 695 kadının %54'ü ailelerinde şiddet gördüklerini, şiddet gördüğünü söyleyenlerin %35,2'si en az 4 yıl ve daha fazla zamandır şiddete maruz kaldıklarını söylemiştir. Şiddete uğrayan kadınların gördükleri şiddet türüne göre; kadınların %42,3'ünün dayak %40,1'inin tehdit ve küfür, %12,6'sının yaralama, %3,2'sinin cinsel taciz ve tecavüz, %1,4'ünün eve kapatma ve %0,4'ünün öldürülme tehdidi ile karşı karşıya kaldıkları anlaşılmıştır. Bu grubun %40,4 'ünün evlerinde, çocuklara karşı da şiddet uygulandığı saptanmıştır. (Kocacık, 2004)
"Başka bir araştırmada 112 kadın ile görüşülmüş, şiddete uğrayan kadınların %91,1'inin kocalarından , %8,9'unun babalarından şiddet gördüğü anlaşılmıştır. Şiddete uğrayan kadınların bedensel şikâyetleri %43,4 ile morarma, yaralanma, çürük, %44,3 ile hastanelik dereceye gelme (kırık, ağır yaralanma), %13 ile çocuk düşürme olarak belirtilmiştir. Şiddetin devam ettiği süre ise, şiddete uğrayanların %37,5'inde 11 yıldan fazla, %28,6'sında 6 - 10 yıl, %23'ünde ise 1 - 5 yıldır. (Yıldırım, 1998)
"Diğer bir araştırmaya katılan kadınların %39'u fiziksel şiddete maruz kalmış, %2'si ölüm tehdidi almıştır. (Vatandaş, 2003)
"Aile Araştırma Kurumu ve Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nın 1997'deki araştırmasına göre, kadınların %45,8'i balayı döneminin sonunda, %1,3'ü ilk çocuklarına hamileliklerinde ve %9,9'u doğumdan sonra şiddete maruz kaldıklarını belirtmişlerdir.
Nedir, Neden, Nasıl, Nerede, Ne zaman, Hangi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder