31 Mayıs 2011 Salı

Tüp Bebek Nedir, Tüp Bebek Tedavisi Hakkında Bilgiler

Tüp bebek veya bilimsel adı ile "invitro fertilizasyon ve embiryo transferi" olayı tıbbın son 15 yıl önce başlayan bir uğraşısıdır.


Dünyada İlk Tüp Bebek 1978 yılında Louise Brovvn adlı bir tüp bebek çocuğun veya kızın doğumu, olayın başarı ile sonuçlanan ilk çalışmasıdır. Bu çocuk, bu konuda büyük emeği olan Dr. Edvvards ve Dr. Stepto'nın yıllarca baş*ka hekimlerden oluşan gruplarıyla beraber çalışmaları sonucunda ka*zanılmıştır. Daha sonra bu tip çalışmalar dünyanın çeşitli tıp merkez-jerine yayılmıştır. Şu anda Almanya, Amerika, Avustralya, Avusturya, İsrail gibi ülkelerden sonuçlar yayınlanmaktadır.
Elde edilen sağlıklı bebekler gözönünde bulundurulursa, Avustral*ya'da Melborn grubunun çok başarılı olduğu görülmektedir. Bu grup yayınlara göre sağlıklı çocuklar elde etmiştir.
Hiçbir başka çare kalmaz ve tedavi olanağı bulunmazsa bir karı-kocanın çocuk sahibi olabilmesi için en son yol, bu yoldur.


Tüp bebek yapma çabası gösterilen vakalar başta tubanın tıkanık*lığı ve tubanın yapışıklıkları olmak üzere aşağıdaki şekilde sıralanabi*lir:
40 yaşın üstündeki anneler, yumurtalık yapışıklıkları, âdet azlığı, karın içi iltihabı, babada sperm yetersizliği, idyopatik kısırlık dediği*miz sebebi bilinmeyen kısırlık vakaları, v.b...

Tüp Bebek Aşamaları, Tüp Bebek Nasıl Yapılır

1- Anneden yumurta elde etmek,
2-Anne yumurtalığından alınan yumurta ile babadan alınan erkek tohum hücreleri (sperm) karşılaştırılarak laboratuarda döllenme,
3- Laboratuvar döllenmesini izleyerek çocuğun ilk oluş hücreleri*ni görmek,
4- Anneyi laboratuvarda hazırlanmış döllenmiş yumurtayı gebelik olarak taşımaya hazırlamak,
5- Laboratuvarda hazırlanmış döllenmiş yumurtayı annenin rahimi-ne nakletmek, (son günlerde Amerika'da bunun doğrudan tubaya nakli ile sağlıklı çocuklar elde edilmiştir).
6- Gebeliği izlemek,
7- Çocuğu doğurtmak.

Bu safhaları sıraladıktan sonra aynı sıraya göre olayı izleyerek hi*kâye edelim.
Yumurta hücresi, kadın bu olaya doğal olarak hazırsa veya kadın*da yumurtlayacak ilaçlar kullanılarak elde edilir. Yumurtanın yumur*talıkta oluştuğu ve yumurtlamaya hazır olduğu, kadının idrarında hor*mon analizleri yapılarak izlenir (östrojen hormonu, LH).
Bu gaye için kan hormonlarından istifade eden klinikler de vardır. Yumurtanın yumurtalıkta olgunlaştığının anlaşılmasının başka bir yo*lu da Ultrasonografi yöntemidir. Bu yöntemle de yardımcı olarak yu*murtanın olgunlaştığı değerlendirilebilir. Olgunlaştığı saptanan yumur*ta laporoskopi altında yumurtalıktaki yumurtanın yuvasına sokulan ince kanüllerle aspire edilip laboratuvar kabının içine alınır. Laboratuvar ka*bının içinde daha önce hazırlanmış özel bir sıvı (annenin serumu, özel besleyici maddeler, antibiyotikler) vardır.

Bu sıvı içinde yumurta 5-6 saat bekletildikten sonra mikroskobik değerlendirme ile döllenmeye hazır olduğu görülürse, erkeğin sperm*leri ile karşılaştırılır. Bugünkü bilgilerimize göre ortalama sperm sayı*sı 50 bin -100 bin arasında olmalı ve spermlerin de en az yüzde 10'u hareketli olmalıdır. Laboratuvar kabı içinde döllenme meydana geldik*ten sonra bu döllenmiş yumurta, anne rahiminin içine rîakledilir. Bek*lenme süresindeki amaç, çocuğun ilk oluş safhalarını görmektir. Başka bir deyişle döllenmiş yumurta tek hücreyken 2 hücre haline, 4 hücre haline, 8 hücre haline, 16 hücre haline gelir.


İşte bu safhaların sonunda taşıma işlemi yapılır. Anne rahimine tüp*teki çocuk eskiden kamın içinde yapılırken, son zamanlarda özel son*da ve borular kullanılarak aşağıdan rahimin ağzından yapılmaya baş*lanmıştır.

Son çalışmalarda döllenmiş yumurtayı tuba içine vererek gebeli*ğin devamı sağlanmıştır.
Yukarıdan anlatılanlardan da görüleceği gibi bu olay 12 - 20 saat içinde gerçekleşmektedir. Bu safhada önemli nokta, annenin de bu .nakledilen bebeği taşıyacak hormonal gebelik kapasitesine sahip ol*masıdır.

Bu safhada eğer annenin hormonal yetersizliği söz konusu ise, an*neye takviye hormonlar verilebilir.


Olayın en güç, en başarısız safhası kuşkusuz bundan sonrasıdır.

Anne çoğunlukla gebeliği tam oluşturmayabilir, oluştursa bile düşük*le sonuçlanabilir.
Sağlıklı miadına kadar gelen gebelikler elde etme oranı oldukça düşüktür. Dünyanın birçok tarafında yıllarca uğraştıkları halde sonuç elde edilmemiş tüp bebek merkezleri vardır.
Öte yandan, Avustralya gibi tüp bebek merkezleri bu konuda iddi*alı olup, miadında gebelik elde etme oranlarının (tüp bebek) yüzde 8'e kadar varıldığını ileri sürmektedirler.


Görüldüğü gibi, tüp bebek elde etmek son derce meşakkatli ve sa*bır isteyen bir olaydır. Başarı elde edilmedikçe tekrar edilir. Bunun için de hastaya defalarca laparoskopi yapmak gerekebilir.

Tüp Bebek Nedir

Yardımla Üreme Yöntemleri, Tüp Bebek Gebelik

İnseminasyon (Aşılama), IVF, Mikroenjeksiyon


"Yardımla Üreme Teknikleri" dediğimiz zaman çerçe*veye sadece tüp bebek girmiyor. Örneğin biraz önceki bö*lümlerde siyah ve beyaz bölgeler gibi gri bölgelerden söz ettiniz. Nedir bunlar?

Sperm sayısı az ama henüz tüp bebek ihtiyacı göstere*cek kadar kötü değil. Ya da hanımın düzenli yumurtlama*sı yok. Düzenli yumurtlamasını ilaç tedavisiyle sağlamak mümkün. Dolayısıyla bütün bunlar da onların üremesine yardım ediyor. Mesela, sperm ve yumurtanın buluşmasını kolaylaştırmak. Bunun için en iyi hareket eden ve en iyi şekle sahip olanını özel bir yöntemle seçebiliyoruz. Buna "sperm yıkama" (swim up) diyoruz. Spermleri seçip bun*ları bir enjektör içerisine doldurup rahmin içine koyduğu*muz zaman, spermin kat edeceği mesafeyi kısaltıyoruz. Böylelikle yumurta ile spermin buluşması kolaylaşıyor. Bü*tün bunlara "Yardımla Üreme Yöntemleri" dense de bi*limsel olarak bu terim sadece vücut dışında döllenmeyi ifa*de etmektedir. Burada nerde duracağımızı bilmek son de*rece önemli. Bugünkü bilgilerimize göre tıp eskisinden da*ha farklı bir hale geldi. Artık hastalarımıza "Kanıta Dayalı Tıp" denilen bir kavramla yaklaşıyoruz. Yaptığımız işin bir kanıtı olması lazım. Bu da çeşitli çalışmalarla ortaya koyuluyor. Bu çalışmaları analiz edip baktığınız zaman, eğer bir çift inseminasyon yani birçok hastanın bildiği adıyla "aşılama" adayı ise bunu kesin olarak göstermemiz lazım. Spermin yıkanması, temizlendikten sonra en iyileri*nin seçilip rahim içine yerleştirilmesi işlemine inseminas*yon diyoruz. Burada yumurtlamanın da ilaçlarla kontrol altında tutulduğunu unutmayalım. Çünkü ayda tek bir yumurta üretmeye programlanmış kadın metabolizmasını verdiğimiz ilaçlarla birden daha fazla sayıda yumurta ge*liştirecek şekilde programlıyoruz. Bu programda genellikle 2 ya da 3 yumurta üretmeyi tercih ediyoruz.

Aşılamada 4 denemeyi geçmeyin (Tüp Bebek Aşılama)

Aşılama tüm olumsuzlukları ortadan kaldırmaya yarı*yor sanki?

Hem evet hem hayır. Burada hem hanıma hem de eşine tedavi uyguluyoruz. 2-3 yumurta geliştirecek şekilde ilaç verip, spermin en iyilerini seçip bir enjektör içerisine dol*durup rahmin içine veriyoruz. İnseminasyon işlemi sonu*cu hanımın ilk 3 deneme sonunda (kanıta dayalı tıp pers*pektifine göre) gebe kalabilme olasılığı yaklaşık yüzde 75. Dört deneme sonunda bu oran 82'ye çıkıyor. Ondan son*ra bir plato çiziyor ve çok artış olmuyor. Dolayısıyla, 4 de*nemeden daha fazla aşılama yapmak hakikaten akıntıya kürek çekmek gibi bir şey.

Tüp Bebek Başarı

Tüp Bebek İçin Dört denemeden sonra olmuyorsa çok zorlamamak daha mı iyi?

Eğer gebe kalabilecekse aşılama için söylüyorum: İlk 3 veya 4 deneme sonunda zaten kalıyorlar. Dolayısıyla 3 yada 4 denemeden fazlası zaman ve para kaybından başka bir şey değil. Daha iyi bir teknik olan klasik tüp bebek te*davi yöntemine (IVF) geçiyoruz. IVF yani kelime anlamıy*la Invitro Fertilizasyon (döllenmenin vücut dışında gerçek*leştirilmesi) işlemi sırasında yumurtanın içinde bulunduğu kaba belli sayıda sperm konuluyor. Böylece bu spermin yumurtanın içine girmesi ve döllenmeyi gerçekleştirmesi beklenir. Ama bu işlem laboratuvar ortamında gerçekleşi*yor. IVF uygulanabilmesi için yeterli kalitede sperm ve yu*murta bulunmalıdır. Aksi takdirde ICSI uygulanmasına karar verilir. Son zamanlarda kimi merkezlerde daha yük*sek döllenme elde etmek amacıyla herkese ICSI uygulama*sı tercih ediliyor ancak bu pek doğru değil. Bunları yapar*ken tanıyı çok doğru koymak ve sonra çiftlerle oturup bü*tün bunları paylaşmakta yarar var. Tanıyı koydukta sonra ne yapacağımıza hasta ile birlikte karar veriyoruz: "Sizin, şöyle bir durumunuz var. Şu nedenle çocuğunuz olmuyor. Bunun üstesinden gelebiliriz. Bu yöntemin başarı ihtimali bu kadar, maliyeti bu kadar. Şu yöntemin maliyeti bu ka*dar başarısı bu kadar. Ve bu yöntemler uygulanırken başı*nıza gelebilecek istenmeyen durumlar da şunlardır" gibi birtakım açıklamalar yapıldıktan sonra karar tümüyle çif*te kalıyor. Hekim ve hasta birlikte karar veriyor gibi gö*rünse bile hekim asla yönlendirici olmamalı. "Size şu teda*vi yapılması gerekir" demek asla doğru değil. Çünkü çift*ler eğer önerilen tedavinin başarılı olacağına inanmazlarsa bir şekilde tedaviyi yarım bırakıyorlar. Oysa baştan itiba*ren bilirlerse kendileri için en doğrunun ne olduğunu, o te*daviye devam ediyorlar. Ama bazı durumlar var ki o zaman da hastayı yeterince aydınlatmak lazım. Varsaya*lım elimizde üç ya da dört tane tedavi çeşidi var. İlk ikisi*nin o hastalığa cevap vermeyeceği bilimsel olarak gösteril*miş, bunu açık olarak söylemek lazım ve doğrudan üçüncü ya da dördüncü basamaktan başlamak gerekebiliyor. Bugün için klasik tüp bebekte aldığımız yumurtaları sperm ile bir kap içerisinde karıştırıyoruz ve bu yumurta*nın bu sperm tarafından döllenmesini bekliyoruz. Bunun birçok aşaması var. "Mikroenjeksiyon" ya da sperm en*jeksiyonunun kısaltması olan ICSI, spermin yumurtanın içine girip, döllenmeyi gerçekleştiremeyeceğine karar veril*mesi halinde uygulanıyor. Intra sitoplazmik sperm enjeksi*yonu (ICSI) yönteminde yumurta toplandıktan bir süre sonra dışındaki hücrelerden temizlenir. Hazırlanan örnek*ten seçilen tek bir sperm yumurtanın içine enjekte edilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder