Felsefe, Yunanca “philosophia” sözcüğünden türemiş olup “philia” (sevgi) ve ”sophia” (bilgelik) anlamını içerir. Bu anlamda felsefe terimi bilgiyi ve bilgeliği sevmektir, bilgeliğe duyulan aşktır. . Bu terimi ilk defa Pythagaros’ın kullandığını, Platon’un öğrencisi olan Pontikos’dan öğreniyoruz. Pontikos ise bilgeliğin yani Sophia’nın eksiksiz ve mükemmel bir varlık olan Tanrı’ya özgü olduğunu, dolayısıyla insanın buna erişemeyeceğini, ancak onun peşinde olabileceğini ve elde etmeye çalışacağını ileri sürmüştür. Felsefe insani, evreni, doğayı ve kendimizi anlamak amacıyla sürdürülen bir araştırma gayesi olup terim anlamı açısından da, en genel şekliyle, felsefe, varlık, bilgi ve değer alanlarıyla ilgili sorunları, akılcı ve eleştirel bir tarzda değerlendirmek, bu sayede maddi evreni anlamlandırmak ve buradaki kendi varoluşunu, kim ve ne olduğunu açıklamaya çalışmaktır. Bu açıklama arayışlarını sürdürürken de ”ben neyim?”, “evren nedir?”, “nereden geliyorum?”, “nereye gidiyoruz?” yaşamın anlamı nedir?” gibi sorulara da cevap arar.
Bunun için olsa gerek ki, felsefe hiç kesintiye uğramayan bir bilgi dalı, bir insan etkinliği olarak görülmekte ve “düşünceler serüveni” olarak tanımlanmaktadır (Whitehead). Bu sonu olmayan bir yoldur; çünkü sorularla başlar ve bunlara verilen cevapları da felsefeci anlamda sorgular. Kendi içinde “Felsefe nedir?” sorusunun cevabının aranması dahi bir felsefi uğraş olarak değerlendirilir ve bu anlamda en basit bir ilgi ve algı unsurundan (mesela, atılan bir taşın oluşturduğu su dalgalarından) en karmaşık ve çok katmanlı düşünceler sistemine (örneğin, Albert Einstein’ın genel görecelik kuramına) kadar her şey felsefenin ilgi alanına girip felsefeye konu olabilir. Bu çabayı evrensel bir açıklama haline getiren nokta ise, evreni bir bütün olarak olarak incelemeye çalışması ve bunu düşünsel bir sistematiklik çerçevesi içinde yapmasıdır.
Ele aldığı konular göz önünde bulundurulduğunda, felsefe çeşitli bölümlere ayrılmıştır. Genel olarak ontoloji (varlık bilim), epistemoloji (bilgi kuramı), aksiyoloji (değer) konularını ele alır. Bunun yanında sistematik felsefe ve felsefe tarihi diye ikili bölümleme de yapılmaktadır. Sistematik felsefe ahlak felsefesi, sanat felsefesi, bilim felsefesi gibi konuları inceler ama felsefeyi salt bu alanlara indirgemek, sadece bu alanlarla sınırlı tutabilmek mümkün değildir. Felsefenin bir çok çeşitli alanlarla ilişkisi vardır. Felsefi düşünüşün mahiyeti öyle bir bütünlük arzeder ki, bir konunun enine boyuna tartışılması, insanı kaçınılmaz olarak başka konulara karşı tavır almaya da zorlar. Bunun yanında bu çabayı evrensel bir açıklama haline getiren nokta ise, evreni bir bütün olarak olarak incelemeye çalışması ve bunu düşünsel bir sistematiklik çerçevesi içinde yapmasıdır. Kişinin önce kendi temel inanç ve varsayımlarını belirlemeye başlaması, dolayısıyla kendine sunulan hazır çözüm önerilerini eleştirerek ve irdeleyerek farklı alternatifler arayışı sürekli olacağından “felsefe, yolda olmaktır” demiştir, Jaspers. Tıp ki bizim halk ozanımız Aşık Veysel’in “uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece” sözlerindeki basit ve yalın anlatımda olduğu gibi..
Felsefe hakkında söylenenler :
Karl Jaspers: ”Felsefe yapmak ölmeyi öğrenmektir.”
Sokrates: ”Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir.”
Platon: ”Doğruyu bulma yolunda, düşünsel (idealist) bir çalışmadır.”
Aristotales: ”İlkeler ya da ilk nedenler bilimidir felsefe.”
Epikuros: ”Mutlu bir yaşam sağlamak için, tutarlı eylemsel bir sistemdir.”
Augustinus: ”Felsefe tanrıyı bilmektir ve gerçek felsefeyle, gerçek din özdeştir.”
Anselmus: ”İnanılanı anlamaya çalışmaktır.”
Abaelardus: ”İnanılanın inanılmaya değer olup olmadığını araştırmaktır.”
A. Thomas: ”Tanrıdır konusu, tanrının tanıtlanmasıdır.”
Campanella: ”Eleştiridir.”
F. Bacon: ”Deney ve gözleme dayanan bilimsel veriler üzerinde düşünmektir.”
T. Hobbes: ”Felsefe yapmak doğru düşünmektir.”
Descartes: ”Felsefe bir bilimdir ve geometrik yöntemi metafiziğe uygulamak gerekir, felsefeyi kesin bir bilim yapmak için.”
Spinoza: ”Felsefe, genelleştirilmiş bir matematiktir.”
Leibniz: ”Gerçekte doğru olanı algılamaktır. Felsefe göklerden yere inerek, beş duyuyla kavranan konularla ilgilenmelidir.”
Locke: ”Bütün düşüncelerimizin duyumlarımız ile gerçek alemden geldiğini kanıtlamaktır.”
Condillac: ”Felsefe duyumların bilgisidir.”
Hume: ”İnsan zihninin mahiyetini incelemektir.”
Alıntı: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM)
Nedir, Neden, Nasıl, Nerede, Ne zaman, Hangi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder