HİPNOZ
Hipnozda temel özellik nesnel deneysel değişimdir. Hipnoz, diğer bir kişinin telkinlerine açık olma ve artmış odaksal yoğunlaşma durumu olarak tanımlanan karmaşık bir ruhsal olaydır. Bilinçte bir değişim durumu, çözülme durumu ve bir baskılanma evresi şeklinde de tanımlanmaktadır.
Modern hipnoz Avustralyalı hekim Friedrick anton mesmer (1734–1815) ile başladı. Hipnoz terimi, kişide özel bir uyku durumu olduğuna inanan İskoçyalı hekim James Braid (1795–1860) tarafından 1840’larda kullanılmaya başladı. (Hipnoz uykunun Yunanca karşılığı bir sözcüktür.)
Charcot ile çalışan Sigmund Freud meslek yaşamının erken döneminde hipnozu hastaların bastırılmış anılarını yeniden yaşamalarına yardımcı olmak için kullanıldı. Freud, daha sonra hipnozun yerine serbest çağrışım tekniğini yerleştirdi. Bugün hipnoz bir terapi şekli (hipnoterapi) olarak kullanılan yöntem, geçmiş anıların yeniden elde edilmesini araştırma yöntemi ve bir araştırma aracıdır.
Hipnoz altında kişilerin hafif, orta ve ağır (derin) derecede trans durumunda olduklarından söz edilir. Hipnoz sonrası telkin, kişinin trans durumundan uyandıktan sonra özel bir duyguyu yaşamak veya basit bir eylemi yerine getirmek için talimat vermesiyle belirlenir. Sigaraların veya özel bir gıdanın kötü tad vermesi için kullanılır, böylece nikotin bağımlılığı veya obesite tedavisinde yardımcı olur.
Hipnotik transda hasta hipnozda değilken bilince gelmeyen anıları hatırlayabilir. Bu anılar, hastanın dinamikleriyle ilgili psikoanalitik varsayımları doğrulaması veya yeni çağrışımlarda bir katalizör olarak anıları hastanın kullanmasına olanak vermesi için terapide kullanılabilir.
Hipnoz, obesite ve alkol kötüye kullanımı ve nikotin bağımlılığı gibi madde ile ilgili bozuklukları denetim altına almak için değişen derecelerde başarıyla uygulanmaktadır. Anesteziye neden olmak için kullanılmaktadır ve büyük ameliyatlar anestezik kullanmadan hipnozla yapılmaktadır. Kronik ağrı bozukluğu, astma, siğiller, pruritis, afoni ve konversiyon bozukluğunun tedavisinde de kullanılır.
Temel gerçekte zorlanan, örneğin paranoid hastalar veya kontrolden vazgeçme sorunları olan örneğin obsesif-kompulsif hastalar hipnoz için iyi aday değildirler. Hastalar (özellikle derin transda olanlar) ileri derecede telkine ve esnemeye müsait olduklarından tüm terapiler ve özellikle hipnoterapide etik değerlerin güvenliği önemlidir. Hastaların uygun bulmadıkları halde ya da moral değerlerine ters düşen trans durumu süresince eylemleri yerine getirip getirmeyecekleri konusunda tartışma vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder